Makale İçeriği
ToggleTerk Nedeniyle Boşanma Davası Nedir?
Terk nedeniyle boşanma davası, eşlerden birinin evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla ortak hayata son vermesi durumunda açılır. Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi, terk sebebiyle boşanma davasının dayanaklarını açıkça belirtmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesi şu ifadeyi içermektedir:
“Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.”
Bu düzenleme, eşlerin birlikte yaşamasını bir yükümlülük olarak ortaya koyar.
Terk nedeniyle boşanma davası, eşlerden birinin ortak konuttan isteyerek ve süreklilik arz edecek şekilde ayrılması, haklı bir sebep olmadan ortak hayata son vermesi durumunda açılabilir. Bu davanın temel koşulları şunlardır:
- Terk durumunun en az altı ay sürmesi ve bu durumun devam etmesi,
- Hakim veya noter tarafından terk eden eşe ortak konuta dönmesi için yapılan ihtarın sonuçsuz kalması,
- İhtarın ardından iki ay bekleme süresinin dolması.
Terk sebebiyle boşanma davasında, diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan ya da haklı bir neden olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk eden olarak değerlendirilir. Ayrıca, ihtarın, gerektiğinde ilan yoluyla yapılması mümkündür.
Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinde düzenlenen terk nedeniyle boşanma, belirli bir sürecin takip edilmesini zorunlu kılar. Bu süreçte doğru hukuki adımları atmak ve ihtar gibi yasal gereklilikleri yerine getirmek, davanın sonucunu etkileyen en önemli faktörlerdir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Açmanın Şartları Nelerdir?
Terk nedeniyle boşanma davası açmak, Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesine göre belirli şartların sağlanmasını gerektirir. Bu şartlar, davanın hukuka uygun şekilde açılması ve sonuçlanması için önemlidir. Terk nedeniyle boşanma davası açmanın şartları şu şekilde sıralanabilir:
Ortak hayata son verilmiş olması:
Eşlerden birinin, kendi isteğiyle ve evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla ortak hayata son vererek ortak konutu terk etmiş olması gerekir.Terkin haklı bir sebebe dayanmaması:
Terk eden eşin, haklı bir sebep olmaksızın ortak konuttan ayrılmış olması gerekir. Hukuka uygun bir sebep nedeniyle ortak konutta bulunmayan eşin, hukuka uygunluk sebebinin ortadan kalkmasından sonra ortak konuta dönmemesi halinde terk durumu oluşur.Terk edilen eşin kusurunun bulunmaması:
Terk edilen eşin, diğer eşi ortak konutu terk etmeye zorlamamış ve onu evden atmamış olması gerekir. Ayrıca, terk edilen eşin, haklı bir sebep olmadan diğer eşin ortak konuta dönmesini engellememiş olması şarttır.Terk süresinin kesintisiz olarak 6 ay sürmesi:
Terk durumunun, kesintisiz bir şekilde 6 ay boyunca devam etmesi ve davanın açıldığı tarihte halen devam ediyor olması gerekmektedir.İhtarın gönderilmesi:
Terk durumunun 4 ay devam etmesinin ardından, terk edilen eşin, terk eden eşe ortak konuta dönmesi için ihtar çekmiş olması gerekmektedir. Bu ihtarın usulüne uygun bir şekilde yapılması şarttır.İhtar sonrası 2 ay bekleme süresi:
İhtarın tebliğ edilmesinden sonra, terk eden eşin haklı bir sebep bulunmaksızın 2 ay içerisinde ortak konuta dönmemiş olması gerekir. Bu süre, davanın açılması için zorunludur.
Terk nedeniyle boşanma davası, yukarıdaki şartların tamamının sağlanması durumunda açılabilir. Her aşamada hukuki destek almak, sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlar.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Açma Şartları
Terk nedeniyle boşanma davası açma şartları, Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesine dayanır ve terk durumunun hukuki çerçevede değerlendirilmesini gerektirir. Aşağıda, terk nedeniyle boşanma davası açma şartları detaylı şekilde açıklanmıştır:
Terk Durumunun Gerçekleşmesi
Terk nedeniyle boşanma davası açmanın ilk şartı, terk durumunun eylemsel veya varsayımsal olarak gerçekleşmiş olmasıdır. Bu, bağımsız bir ortak konut üzerinden gerçekleşen bir terk durumunu ifade eder. Ortak konut, eşlerin birlikte yaşamak için seçtiği yerdir. Eğer eşlerden biri, bahsi geçen konutu terk etmezse veya ortak konutun neresi olduğu konusunda uyuşmazlık varsa, bu durumda terk koşullarının varlığından bahsedilemez.
- Eylemsel terk durumu, eşin bağımsız bir ortak konutu terk etmesiyle oluşur. Örneğin, eşlerden birinin ortak konutu terk ederek ailesinin yanına yerleşmesi, ardından diğer eşin de ortak konutu terk ederek başka bir konut kiralaması durumunda, bu yeni konut üzerinden çekilen ihtar geçersiz sayılabilir. Bu durumda, ihtarı alan eşin ihtara uymamakta haklı bir sebebi bulunduğu kabul edilir.
- Varsayımsal terk durumu, Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinin son cümlesinde düzenlenmiştir. Eşlerden biri, diğer eşi ortak konutu terke zorlamışsa veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engellemişse, terk koşulları oluşmamış kabul edilir. Böyle bir durumda, terk eden eş olarak değerlendirilen kişi, terk nedeniyle boşanma davası açamaz.
Terk Eden Eşin Ayrı Yaşama Sebebinin Hukuka Uygun Olmaması
Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, terk eden eşin hukuka uygun bir sebep olmaksızın ayrı yaşaması gerekmektedir. Eğer terk eden eşin müşterek konutu terk etmesinde haklı bir sebebi varsa, bu durumda terk nedeniyle boşanma davası açma şartları oluşmaz.
- Hukuka uygunluk sebepleri arasında, terk eden eşin fiziksel veya psikolojik şiddet görmesi, ortak konutun yaşamaya uygun olmaması gibi durumlar yer alır. Bu gibi sebeplerin varlığında, terk eden eşin davranışları haklı görülebilir ve terk nedeniyle boşanma davası reddedilebilir.
- Türk Medeni Kanunu’nun 164/1. maddesi, eşlerin bağımsız bir ortak konutta yaşama yükümlülüğünü düzenler. Eşlerden biri, diğerini ortak konuta dönmeye zorlamak veya haklı bir sebep olmaksızın dönmesini engellemek gibi davranışlarda bulunmuşsa, terk koşullarının oluştuğundan söz edilemez.
- Terk durumunun hukuka uygun şekilde değerlendirilmesi, her somut olayın özelliklerine göre yapılmalıdır.
Eşlerden Birinin Ayrı Yaşamaya Hakkı Bulunması
Eşlerden birinin ayrı yaşamaya hakkı bulunması, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Eğer eşlerden birinin ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailesinin huzuru ciddi bir şekilde tehlikeye düşüyorsa, bu eşin ayrı yaşamaya hakkı bulunmaktadır. Kanun, bu durumlarda ortaya çıkan tehlikenin boyutunun ciddi olması şartını aramaktadır.
Her uyuşmazlık, eşlere ayrı yaşama hakkı vermemektedir. Eşin, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca haklı bir sebebe dayanarak birlikte yaşamaya ara vermesi durumunda, terk sebebine dayalı boşanma davası açılamaz. Bu madde kapsamında belirtilen seçimlik ayrı yaşama sebeplerinden birinin gerçekleşmesi halinde, tehlike altındaki eşin ayrı yaşamaya hakkı doğar.
Doktrindeki Görüşler ve Hâkim Kararı Gerekliliği
Bu konuda, doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır. Çoğunluk görüşüne göre, ayrı yaşama hakkı için hâkimden izin alınması gerekmemektedir. Zira, TMK’nın 197. maddesi ile TMK’nın 170 ve devamındaki ayrılık kurumu farklı düzenlemelerdir. Ancak bazı yazarlar, mahkemeden karar alınmadığı sürece eşin haklı sebepleri olsa bile ayrı yaşama hakkı bulunmadığını ifade etmektedir.
Eğer tehlike altındaki eş, bağımsız tedbir nafakası talebinde bulunmuşsa, bu durum ayrı yaşama hakkının varlığını güçlendiren bir delil olarak kabul edilebilir. Mahkeme tarafından hükmedilecek nafaka, lehine nafaka kararı verilen kişinin ayrı yaşamakta haklı olduğuna işaret eder.
Eşlerden Birinin Bağımsız Tedbir Nafakası Talebinin Bulunuyor Olması
Türk Medeni Kanunu’nun 197/2. maddesi, birlikte yaşamaya ara verilmesi durumunda, bir eşin diğerine yapacağı parasal katkıyı ve buna ilişkin tedbirleri düzenler. Maddenin hükmü şu şekildedir:
“Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemler alır.”
Bu maddeye göre, terk sebebiyle ihtar çekilmeden önce, terk edilen eşin TMK 197. maddesi kapsamında bağımsız tedbir nafakası talebinde bulunmuş olması, terk nedeniyle boşanma davasının açılmasını etkileyebilir. Bağımsız tedbir nafakası davasının açılmasını müteakip 4 ay geçmeden terk nedeniyle ihtar gönderilemez ve bu süre geçmeden terk eden eşin ortak konuta dönmesi beklenemez.
- Haklı Sebeplerin İspatı: Ayrı yaşama hakkının oluştuğunu ispat etmek için, tehlike altındaki eşin bağımsız tedbir nafakası talebinde bulunması etkili bir delil niteliğindedir. Bu talep, eşin güvenliği veya yaşam standartlarıyla ilgili ortaya çıkan tehlikelerin ciddi olduğunu gösterir.
- İhtar Süreci: TMK 197. maddesi uyarınca açılan bir tedbir nafakası davası, ihtar sürecini ve terk nedeniyle boşanma davası açılmasını doğrudan etkiler.
Eşler Arasında Derdest Boşanma Davası Bulunuyor Olması
Eşler arasında halihazırda bir boşanma davası varsa, tarafların ayrı yaşama hakları olduğundan, bu durum terk nedeniyle boşanma davası açılmasını engeller. Bu kapsamda şu hususlar dikkate alınmalıdır:
- Terk eden eşe ihtarname çekilmesi ve ihtarname ulaşmadan boşanma davası açılması: Eğer terk eden eşe ihtarname gönderilmiş ancak ihtarname ulaşmadan önce terk eden eş boşanma davası açmışsa, bu durum terk eden eşe ayrı yaşama hakkı verir. Dolayısıyla, böyle bir durumda gönderilen ihtar hukuki sonuç doğurmaz.
- İhtarname sonrası boşanma davası açılması: Terk eden eş, kendisine ihtarname ulaştıktan sonra boşanma davası açarsa, bu dava terk durumunu haklı kılmayacaktır. Bu durumda ihtar hukuki sonuçlarını doğurur.
Boşanma davasının reddi durumunda: Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda, boşanma talebinin reddedilmesi ve ayrılık kararı verilmemiş olması durumunda, terk nedeniyle boşanma davası için kanuni şartlar oluşmuşsa, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 4 ay içerisinde terk nedeniyle boşanma işlemlerine başlanabilir.
Ayrıca, boşanma davasının reddedildiği tarihten sonra, taraflar arasında gerçekleşen yeni vakıalara dayanarak herhangi bir süre kısıtlaması olmaksızın yeni bir boşanma davası açılması mümkündür (Bkz. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2013/13533 E., 2013/27103 K., 20.11.2013 T. sayılı ilamı).
Ayrılık Kararı Verilmiş Olması
Türk Medeni Kanunu’nun 171. maddesi, boşanma davasında boşanma sebebinin ispatlanamaması ancak ortak hayatın yeniden kurulma ihtimalinin bulunması halinde ayrılık kararı verilmesine olanak tanır. Ayrılık kararı şu şekilde düzenlenmiştir:
- Ayrılık kararı, bir yıldan üç yıla kadar bir süre için verilir ve bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle başlar.
- Ayrılık süresi boyunca tarafların ayrı yaşama hakkı hukuka uygun hale gelir. Bu durumda, terk nedeniyle ihtar gönderilemez ve terk nedeniyle boşanma davası açılması mümkün değildir.
Ayrıca, eşlerden biri doğrudan ayrılık davası açarak, hakimden ayrılık kararı verilmesini talep edebilir. Bu durumda, hakim, ayrılık kararını tarafların ortak hayatı yeniden kurma ihtimali bulunup bulunmadığını değerlendirerek verecektir.
Taraflar Arasında Ceza Davası Bulunuyor Olması:
Taraflar arasında devam eden bir ceza davası bulunuyorsa taraflar ayrı yaşamakta haklıdırlar. Dolayısıyla böyle bir dönemde terk nedeniyle boşanma davası açmak için ihtar çekilmemelidir.
- Derdest Boşanma Davası: Halihazırda devam eden bir boşanma davası, tarafların ayrı yaşamasını hukuka uygun hale getirir ve terk nedeniyle boşanma davası açılmasını engeller.
- Ayrılık Kararı: Ayrılık kararı, tarafların ayrı yaşamasını meşru kılar ve bu süreçte terk nedeniyle boşanma davası açılamaz.
- Boşanma Davasının Reddinden Sonra: Boşanma davasının reddedilmesi ve yeni vakıaların ortaya çıkması halinde, taraflar yeni bir boşanma davası açabilir.
Terk Eden Eşin İhtara Uymamasında Haklı Bir Sebebinin Bulunmaması
Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, terk eden eşin kendisine çekilen ihtara uymamada haklı bir sebebinin bulunmaması gerekmektedir. Terk eden eşin müşterek konuttan ayrılmasında haklı sebepleri olabilir. Ancak, terk eden eşin haklı sebeplerle müşterek konutu terk etmesine rağmen geri dönmemesinde haklı bir sebep bulunmuyor olabilir. Bu durumda, terk nedeniyle boşanma davasının reddedilmesi için terk sebebinden ziyade müşterek konuta dönmemenin haklı bir sebebe dayanması gerekmektedir.
- İspat Yükü: Terk eden eşin, ihtara uymamanın haklı bir sebebe dayandığını ispat etmesi gerekir. Bu ispat yükü, davalıya aittir.
- Hakimin Araştırma Yükümlülüğü: Terk nedeniyle boşanma davasında hakim, davalının ortak konuta dönmemekte haklı bir sebebi olup olmadığını araştırmak zorundadır.
Örneğin:
- Fiziksel şiddet gören bir kadına, evi terk ettiği için terkten kaynaklı kusur yüklenemez.
- Eşyaları ortak konuttan atılan veya ortak konuta alınmayan eşe, terke zorlandığı için terkten kusur yüklenemez.
İhtarın Geçerli ve Samimi Olması
Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, terk eden eşe ihtar çekilmesi ve bu ihtarın geçerli olması gerekmektedir. İhtarın geçerli olması için samimi olması şarttır. Hakim, dava sırasında ihtarın samimi olup olmadığını ve terk eden eşin ihtara uymayıp eve dönmemede haklı bir sebebi olup olmadığını araştırır.
- Samimi Olmayan İhtar Örnekleri:
- Terk eden eşe ihtar çekildikten sonra, ihtarı çeken eşin terk eden eşe “Eve gelsen de hiçbir şey değişmeyecek” demesi.
- İhtarı çeken eşin, başka biriyle yaşamaya devam etmesi veya üçüncü kişilerle evlilik görüşmeleri yapması.
- Terk eden eşe ihtar çekildikten sonra evin kilidinin değiştirilmesi.
- Boşanma dilekçesinde evlilik birliğinin temelden sarsıldığının zaten beyan edilmesi.
Bu gibi durumlar, ihtarı çeken eşin ihtar çekmekte samimi olmadığını gösterir. Ancak bu örnekler, yalnızca tipik durumlardır; her olay kendi koşulları ve meydana geliş biçimi içerisinde değerlendirilmelidir.
- Haklı Sebebin Varlığı: Terk eden eşin, ihtara uymamanın haklı bir sebebini ispat etmesi davanın sonucunu doğrudan etkiler.
- İhtarın Samimiyeti: Terk nedeniyle boşanma davasında, ihtar işlemlerinin hukuki ve samimi şekilde gerçekleştirilmiş olması şarttır.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Açmak için İhtar Şartı
Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, usulüne uygun bir şekilde ihtar çekilmiş olması gerekmektedir. Terk boşanma sebebine dayanan davalarda, usule uygun yapılmış bir ihtar dava şartıdır (Daha fazla bilgi için bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/2-686 E., 2013/67 K., 16.01.2013 T. sayılı ilamı). Usule uygun bir ihtardan bahsedilebilmesi için aşağıdaki koşulların sağlanmış olması gerekir:
Terk Süresi ve İhtarın Zamanlaması:
- Terk nedeniyle boşanma davası açılmadan önce gönderilecek ihtar için, terk eyleminin üzerinden en az 4 (dört) ay geçmiş olmalıdır.
- Terk tarihinin, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde net ve ispat edilebilir bir şekilde belirlenmesi gereklidir. Yasa gereği, bu dört aylık sürenin ayrılık tarihine göre hesaplanması gerekir.
- Ayrılık hali, en az dört ay boyunca sürmüş olmalı ve davanın açıldığı tarihte hala devam ediyor olmalıdır.
Kötüniyetli Geri Dönüşler:
- Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın ortak konutu terk etmişse ve yasada belirtilen dört aylık sürenin dolmasından kısa bir süre önce müşterek konuta geri dönüp, ardından tekrar evi terk etmişse, bu durum ihtarı etkisiz hale getirme amacı taşıyabilir.
- Terk eden eşin dürüstlük kurallarına aykırı davranışları, yasada belirtilen dört aylık süreyi kesintiye uğratmaz. Bu tür durumlarda, ihtar çekmek için beklenen dört aylık süre etkilenmez.
İhtarın Gönderilme Yöntemi:
- Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için ihtarın hakim veya noter tarafından gönderilmiş olması gerekmektedir.
İhtarın İçeriği:
- İhtar, terk eden eşe gönderilecek şekilde hazırlanmalı ve şu bilgileri içermelidir:
- Terk eden eşin davet edildiği konutun açık adresi.
- Terk eden eşin eve dönmesi gerektiği süre (2 ay) ve bu süreye uyulmaması halinde doğacak hukuki sonuçlar.
- Eşi eve davet eden eşin, evde bulunmayacaksa anahtarın yerini belirtmesi.
- Terk eden eşin başka bir şehir veya ülkede bulunması halinde, yol giderlerinin gönderildiğine dair bilgi. Bu masraflar, eşin ve çocukların bir günlük konaklama, gidiş ve dönüş masraflarını kapsamalıdır.
- İhtar, terk eden eşe gönderilecek şekilde hazırlanmalı ve şu bilgileri içermelidir:
İhtarın Tebliği:
- İhtar, kanuna uygun bir şekilde terk eden eşe tebliğ edilmelidir. İhtarın tebliğinden itibaren 2 (iki) ay geçmeden terk nedeniyle boşanma davası açılamaz.
Boşanma Davasının Açılması:
- İhtarın tebliğ edilmesinden itibaren kanunda belirtilen 2 (iki) aylık süre geçtikten sonra terk nedeniyle boşanma davası açılabilir.
- Yasa ve Yargıtay kararlarına uygun şekilde çekilen ihtara rağmen, terk eden eş, kendisine tebliğ edilen ihtarın ardından 2 (iki) ay içerisinde ortak konuta dönmezse, terk edilen eş terk nedeniyle boşanma davası açma hakkına sahip olur.
Önemli Hususlar
- İhtarın Yasal Şekli: Hakim veya noter tarafından gönderilen ihtarın, tüm detayları içermesi ve usule uygun olması şarttır.
- Dürüstlük İlkesi: Terk eden eşin dürüstlük kurallarına aykırı şekilde hareket etmesi, ihtar sürecini veya dava açma süresini etkilemez.
- İhtar Sonrası Süre: İhtarın tebliğinden itibaren iki ay geçmeden terk nedeniyle boşanma davası açılamaz.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Terk nedeniyle boşanma davası, yetkili aile mahkemesi nezdinde açılmalıdır. Yetkili mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesi uyarınca belirlenir. Bu maddeye göre, davanın açılabileceği iki yer vardır:
- Eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi
- Eşlerin davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi
Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise, bu davalara asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla bakar. Bu nedenle, terk nedeniyle boşanma davasını açarken yetkili mahkemenin doğru bir şekilde belirlenmesi önemlidir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davasında Birden Fazla Boşanma Sebebi Gösterilebilir Mi?
Terk nedeniyle boşanma davalarında, yalnızca terk nedenine dayanılması gereklidir. Terk sebebi ile birlikte, örneğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanarak boşanma kararı verilmesi talep edilemez. Bunun nedeni, bu iki sebebin birbirleriyle çelişmesidir.
- Affetme İlkesi: Terk nedeniyle boşanma davası açan eş, ihtarname göndererek eşine eve dönme isteğini belirtir. Bu durumda, terk eden eşin eve dönmesi halinde terk ihtarından önceki kusurlu davranışları affedilmiş sayılır.
- Çelişkili Talep: İhtarnameyi çekerek eşini eve dönmeye davet eden tarafın, aynı zamanda boşanmak için bu ihtarı kullanması, ihtarın amacına aykırı bir durum yaratır. Bu nedenle, terk nedeniyle boşanma davasında başka bir boşanma sebebi gösterilmesi önerilmez.
Terk İhtarı Çekersem Terk Eden Eşimi Affetmiş Sayılır Mıyım?
Evet, terk ihtarı çekmekle eşinizin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş sayılırsınız. Bu durum, özellikle terk ihtarından önceki olaylara dayanarak boşanma davası açılmasını engeller. Örneğin, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanarak çekişmeli boşanma davası açamazsınız.
Bu nedenle, terk nedeniyle boşanma davası veya çekişmeli boşanma davası açmadan önce, hangi hukuki sebeplerin kullanılacağı bir avukatla değerlendirilmelidir. Yanlış bir hukuki gerekçeye dayanmak, hak kayıplarına yol açabilir. Terk dışında diğer boşanma sebeplerini öğrenmek için, Çekişmeli Boşanma Davası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Ne Zaman Açılabilir?
Terk nedeniyle boşanma davasının ne zaman açılabileceği, Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için şu şartların yerine getirilmiş olması gerekir:
Terk Süresinin En Az 6 Ay Olması:
Terk eden eşin, ortak konuta dönmediği sürenin en az 6 (altı) ay sürmüş olması ve bu ayrılık durumunun devam etmesi gerekir.İhtarın Gönderilmesi:
- Terk nedeniyle boşanma davası açılmadan önce, yasa gereği terk eden eşe usulüne uygun bir ihtarname çekilmesi zorunludur.
- Bu ihtarın gönderilebilmesi için, terk olayından itibaren en az 4 (dört) ay beklenmiş olması gerekmektedir.
- Bu sürenin ardından, terk edilen eş, noter aracılığıyla veya mahkemeye başvurarak terk eden eşe ihtarname gönderebilir (Bkz. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2008/4623 E., 2009/7281 K., 15.04.2009 T.).
İhtarın Tebliği ve 2 Aylık Bekleme Süresi:
- İhtarname, terk eden eşe tebliğ edildikten sonra, en az 2 (iki) ay daha beklenmesi gerekir. Bu süre zarfında, terk eden eş, haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmezse ve ayrılık hali devam ediyorsa, terk nedeniyle boşanma davası açılabilir.
Makul Süre İçerisinde Dava Açılması:
Terk ihtarının tebliğinden itibaren 2 aylık süre dolduktan sonra, dava makul bir süre içerisinde açılmalıdır. Eğer terk nedeniyle boşanma davası bu süre sonunda uzun bir gecikmeyle açılırsa, ihtarın dürüstlük kurallarına aykırı olduğu öne sürülerek dava reddedilebilir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davasında Hakim Nelere Bakar?
Terk nedeniyle boşanma davasında, hakim şu unsurları detaylı olarak inceler:
Boşanma Şartlarının Gerçekleşip Gerçekleşmediği:
- Ayrılık süresinin 6 ayı geçip geçmediği.
- Terk eden eşin ortak konutu terk etmesinin haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı.
- Terk eden eşin, ortak konuta dönmemesinin geçerli bir nedeni olup olmadığı.
Terk Edilen Eşin Durumu:
- Terk edilen eşin şiddet görüp görmediği veya eşin eve dönmesini engelleyip engellemediği.
İhtarın Geçerliliği ve Samimiyeti:
- Terk eden eşe çekilen ihtarın usulüne uygun olup olmadığı.
- İhtarı çeken eşin, boşanmaya zemin hazırlamak için ihtarı dürüstlük kurallarına aykırı şekilde çekip çekmediği.
Davalının Davayı Kabulü:
- Terk nedeniyle boşanma davasında davalının, davayı kabul etmesi hakimi bağlamaz. Hakim, davayı kabul eden eşin davranışlarına rağmen, terk nedeniyle boşanma için gerekli tüm şartların mevcut olup olmadığını inceler.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/2289 E. ve 2020/939 K. sayılı kararı, terk nedeniyle boşanma davalarında hakimin hangi unsurları incelemesi gerektiğine dair önemli bir rehberdir.
Önemli Hususlar
- Terk Süresi ve İhtar Şartı: Dava açmadan önce 6 aylık terk süresinin dolması ve 4 aylık sürenin ardından ihtarın tebliğ edilmesi gereklidir.
- Hakimin İnceleme Yetkisi: Hakim, terk nedeniyle boşanma davasında tüm unsurları incelemekle yükümlüdür ve davalının kabulüyle yetinmez.
- Makul Süre: İhtar sonrasında, dava açma süresinin gecikmesi, ihtarın geçersiz sayılmasına neden olabilir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Dilekçe Örneği Hakkında Bilgilendirme
Terk nedeniyle boşanma davası dilekçe örneklerinin web sitelerinde paylaşılması, hem etik nedenlerle hem de bireysel vakaların farklılık göstermesi nedeniyle uygun bulunmamaktadır. Özellikle terk nedeniyle boşanma dilekçesi, her olayın kendine özgü detayları olduğu için, genel bir format üzerinden hareket etmek hak kayıplarına neden olabilir.
Dilekçe Hazırlarken Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Hazır Şablonların Riskleri: Web sitelerinde veya kitaplarda bulunan terk nedeniyle boşanma davası dilekçe örnekleri, spesifik durumlara uygun olmayabilir ve yanıltıcı olabilir. Bu durum, yanlış veya eksik bilgiyle hazırlanan dilekçeler nedeniyle davanızın olumsuz sonuçlanmasına yol açabilir.
- Avukat Desteğinin Önemi: Her dava dilekçesi, olayın kendine özgü detaylarına göre hazırlanmalıdır. Terk nedeniyle boşanma dilekçesi, sürecin başarılı sonuçlanması açısından bir boşanma avukatı tarafından baştan sona dikkatle kaleme alınmalıdır. Özellikle dilekçe içeriği ve delil listesi, dava stratejisine uygun şekilde hazırlanmalıdır.
- Hukuki Hizmet Almanın Avantajları: Terk nedeniyle boşanma davasında avukat desteği, dilekçenin ve dava sürecinin profesyonelce yürütülmesini sağlar. Dilekçenin yanı sıra müvekkil taleplerine uygun bir delil listesi hazırlanması, davanın başarıyla sonuçlanması açısından kritik bir adımdır.
Eğer terk nedeniyle boşanma dilekçesi örneğine ihtiyaç duyuyorsanız, web sitemiz üzerinden boşanma avukatlarımızla iletişime geçebilir, dilekçenizin profesyonelce hazırlanmasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca, çekişmeli boşanma davaları ve terk nedeniyle boşanma süreciyle ilgili sunduğumuz hukuki hizmetlerden faydalanabilirsiniz.