Makale İçeriği
ToggleTürk Medeni Kanunu’na Göre Boşanma Nedir?
Geçerli olarak kurulan bir evlenmenin sona ermesi, gaiplik, ölüm, cinsiyet değişikliği ve boşanma ile olabilir. Eşlerin her ikisinin de hayatta olması durumunda, Türk Medeni Kanunu’nda açıkça belirtilen bir boşanma sebebine dayanarak, eşlerden en az birinin açacağı dava sonucunda evlilik birliğine mahkeme kararı ile son verilmesine boşanma denilir. Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebeplerinin Türk Medeni Kanunu’nun 161. ve 166. maddeleri arasında düzenlendiği görülmektedir. Türk Medeni Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiş olan boşanma sebeplerine özel boşanma sebebi, 166. maddede düzenlenmiş olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması boşanma sebebine ise genel boşanma sebebi denilmektedir. Türk Hukukunda boşanma, anlaşmalı boşanma veya çekişmeli boşanma olarak vücut bulabilir. Evliliği sona erdirmek isteyen eşlerin boşanmanın şart ve koşullarında anlaşma sağlayamadığı durumlarda boşanma davası çekişmeli boşanma davası olarak görülür. Karşılıklı olarak evliliği -anlaşma ile- sona erdirmek isteyen eşlerin iştirak ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, müşterek çocuğun velayeti gibi boşanmanın şart ve koşulları ile ferileri konusunda tamamen anlaşmaya vardığı hallerde ise boşanma anlaşmalı boşanma davası olarak görülür. Taraflar arasında boşanmanın şart ve koşullarından biri üzerinde bile mutabakat sağlayamamaları halinde boşanma davası anlaşmalı boşanma davası olarak açılmış olsa dahi çekişmeli boşanma davasına dönüşecektir.
Çekişmeli Boşanma Nedir?
Taraflardan biri diğer tarafla boşanmanın şart ve koşullarında anlaşmaya varmadan, tek başına boşanmak istediğinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda sayılan özel veya genel boşanma sebeplerini ileri sürerek boşanma talebinde bulunabilir. Elbette ki bu halde boşanma davası çekişmeli boşanma davası olarak açılmış olur. Çekişmeli boşanma davasında boşanma sebepleri bulunduğunu iddia eden taraf, bu iddialarını ispat etme yükümlülüğü altındadır. Bu itibarla da çekişmeli boşanma davasını açan davacının ilgili boşanma sebebini ispat eden delillerin hassasiyetle toplaması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununda belirtilen genel yahut özel boşanma sebeplerine dayanarak çekişmeli boşanma davası açılması mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen genel boşanma sebebi bilindiği üzere evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır (TMK md. 166/2). Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, eski kanun döneminde şiddetli geçimsizlik olarak da belirtilmekteydi. Evlilik birliğinin temelden sarsıldığından bahisle boşanma davası ikame eden kusursuz veya az kusurlu eşin, diğer eşin yani davalının, evliliğin sona ermesinde kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere, eş ile alay etmek, eşe ve ailesine hakaret etmek, eşe beddua etmek, aşırı kıskanç davranışlarda bulunmak, cinsel ilişkiden kaçınmak, eve misafir gelmesini istememek ve gelenlere rencide edici şekilde davranmak, eşin sosyal medya platformları üzerinden başkalarıyla görüşmesi, eşin sürekli içki içmesi, eşin sürekli olarak evi terk etmesi, eşin evin ve çocukların bakımını ihmal etme, eşin sevgisiz ve ilgisiz davranması gibi sebepler evlilik birliğini temelden sarsan sebepler arasında sayılır. Bu sebeplere daha nice örnekler vermek mümkündür. Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi gereğince, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için, ortak hayatın sürdürülmesinin eşlerden beklenemeyecek boyuta gelmiş olması gerekmektedir. Öte yandan zina etmek, eşin hayatına kast etmek, eşe karşı pek kötü muamelede veya onur kırıcı davranışta bulunmak, suç işlemek ve haysiyetsiz hayat sürmek, terk etmek, diğer eşin akıl hastalığının bulunması Türk Medeni Kanunumuzda boşanmanın özel sebepleri olarak düzenlenmiştir. Evlilikte özel boşanma sebepleri varsa davacı, davalı tarafın kusurlu olup olmadığını ispat etmek zorunda değildir. Bu halde davacının özel bir boşanma sebebinin varlığını ispat etmesi boşanma için yeterli addedilir.
Çekişmeli Boşanma Sebepleri Nelerdir?
Çekişmeli boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nun 161. ve 166. maddeleri arasında tek tek sayılmak suretiyle belirtilmiştir. Eşlerden biri aşağıda belirtilen sebeplerden birini veya birkaçını ileri sürerek boşanma davasını açabilir yani boşanma davası birden çok sebebe dayalı olarak açılabilir. Söz gelimi eşlerden biri boşanmanın özel sebeplerinden zinayı asıl boşanma sebebi olarak gösterip, mahkemenin bu boşanma sebebine göre boşanmaya karar vermemesi halinde evlilik birliğinin temelden sarsılması genel boşanma sebebine göre boşanmaya karar vermesi talep edilebilir. Böyle bir durumda esasen tek bir dava vardır, sadece birden fazla boşanma sebebi vardır. Böyle bir durumda mahkeme önce zina boşanma sebebi bazında bir değerlendirme yapar, zina boşanma sebebine göre karar verilemiyor olması ve bu sebebe göre boşanma davasını reddedecek olması durumunda evlilik birliğinin temelinden sarsılması boşanma sebebi yönünden tahkikat yapar. Önemli olan boşanma davasında hangi boşanma sebebine dayanılıyorsa bu boşanma sebebini ispat eden delillerin Mahkemeye sunulmasıdır, zira ispat edilemeyen boşanma sebepleri hükme esas alınmayacaktır. Çekişmeli boşanma davasında iddia edilebilecek boşanma sebepleri kanundaki sıraya göre aşağıdaki gibidir:
Zina, Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde belirtilmiş olan, ilk boşanma sebebidir. Eşlerden birinin zina etmesi halinde, diğer eş boşanma davasını boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmeden açabilir. Zina, eşlerden birinin, evlilik birliği devam ederken, karşı cinsten bir kişi ile bilerek ve isteyerek cinsi münasebette bulunması olarak tanımlanabilir.
Hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde belirtilmiş olan boşanma sebebidir. Eşlerden biri, diğer eşin hayatına kast etmesi, kendisine pek kötü davranması (bu kapsamda dövülmek, aç bırakılmak, eve kapatılmak gibi haller pek kötü davranışa örnek gösterilebilir) ya da ağır derecede onur kırıcı davranışta bulunması sebebiyle boşanma davası açabilir. Bu boşanma davasının da boşanma sebebinin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde açılması gerekir. Boşanma sebebinin doğumunun üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesinde belirtilmiş olan boşanma sebebidir. Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işlerse veya haysiyetsiz bir hayat sürerse ve bu sebeplerden dolayı onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bahsi geçen diğer eş her zaman boşanma davası açabilir. Burada kanunda belirtilen küçük düşürücü suç bazında değinilmesi gereken önemli bir husus her suçun değil, sadece küçük düşürücü olan ve evlilik birliği devam ederken işlenen bir suçun (ırza geçme, dolandırıcılık, hırsızlık gibi bir suçun) boşanma sebebi oluşturabileceğidir. Öte yandan kanunda belirtilen haysiyetsiz hayat sürmeye örnek olarak da devamlılık arz eden kumarbazlık, ayyaşlık, hayat kadını olarak çalışma gibi haller verilebilir.
Terk, Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinde belirtilmiş olan boşanma sebebidir. Terk sebebi kanunda, “Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde, ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir.”. olarak açıklanmıştır. Burada önemli bir nokta, terk eden eşin, altı ay dolmadan ortak konuta dönmesi halinde, diğer eşin dava hakkının kalmayacağıdır. Ancak eş bunu sık sık yapıyorsa yani ortadan kayboluyor, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini bu süre içerisinde yerine getirmiyor, 6 aylık sürenin dolmasına yakın eve geri dönüyorsa böyle bir durumda terk sebebine dayanarak boşanma davası açılabilir. Terk sebebine dayalı boşanma davası açmadan önce kanun maddesinde de belirtildiği gibi hakim veya noter kanalıyla diğer eşe ihtar çekilmesi, bahsi geçen ihtar içeriğinde dönmemenin sonuçlarının ne olacağından bahsedilmiş olması ve eşin ihtarı teslim almasını müteakip 2 ay içerisinde ortak konuta dönmemiş olması gerekmektedir.
Akıl hastalığı, Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesinde belirtilmiş olan boşanma sebebidir. Eşlerden birinin akıl hastası olması durumunda ve bu akıl hastalığı nedeniyle ortak ortak hayat diğer eş için çekilemez bir hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı da resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bahsi geçen diğer eş boşanma davası açabilir.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde belirtilmiş olan genel bir boşanma sebebidir. Madde hükmüne göre, evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebep gösterilerek açılan bir boşanma davasının kabul edilebilmesi için en az eşlerden biri için ortak hayatı sürdürmesinin kendisinden beklenemeyecek bir hale gelmiş olması gerekmektedir. Nasıl bir sebebin boşanmaya sebebiyet verecek ölçüde evlilik birliğini temelden sarsmış olabileceği de emsal kararlara göre belirlenecektir. Bu boşanma sebebine göre boşanmaya karar verilebilmesi için davalının davacının kusurlu olduğunu ileri sürmemiş ve davacının tek kusurlu taraf yahut daha ağır kusurlu taraf olduğunu ispat etmemiş olması gerekmektedir. Bir diğer deyişle, davalı eş, bu sebebe dayanarak kendisine karşı açılan bir boşanma davasında davacının daha kusurlu olduğunu ileri sürerek eşin açtığı davaya itiraz edebilir.
Ortak hayatın kurulamamış olması veya fiili ayrılık, Türk Medeni Kanunu’nun 166/4. maddesinde belirtilmiş olan genel bir boşanma sebebidir. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl geçmesi durumunda, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat taraflarca kurulamamışsa, evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Boşanma davalarında görevli mahkeme, Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesi sıfatı ile davayı görür. Boşanma davasında yetkili mahkeme Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri ya da boşanma davasının açılmasından önce son defa 6 aydır birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Çekişmeli boşanma davası, kanunda belirtilen bir veya birkaç sebebe dayanarak hazırlanan bir çekişmeli boşanma dilekçesinin ve boşanma sebebi ile davacı iddialarını ispat eden delillerin yetkili ve görevli mahkemeye sunulması ve dava harç ve masraflarının yatırılması ile açılır.
Çekişmeli Boşanma Davasının Aşamaları Nelerdir?
- Çekişmeli boşanma davasına ilişkin dilekçe ile ekinde bulunan deliller görevli ve yetkili mahkemeye sunularak dava harç ve masrafları yatırılır.
- Yetkili ve görevli mahkeme tensip zaptı hazırlayarak taraflara bahsi geçen tensip zaptını tebliğ eder, tutanakta ilk duruşmaya kadar yapılması gerekli görülen işlemlere yer verilir, taraflara genel anlamda dava süreci ile ilgili yükümlülüklerini hatırlanan önemli bilgilendirmelere yer verilir ve ayrıca duruşma günü belirtilir.
- Davacının dava dilekçesi ile birlikte tensip zaptı davalıya tebliğ edilir. Davalının dava dilekçesini tebellüğ ettikten itibaren 2 hafta içerisinde cevap dilekçesini ve delillerini sunması gerekmektedir. Boşanma davalarında 2 haftalık cevap dilekçesi sunma süresi içerisinde karşı boşanma davası açılabilir. Davalı cevap dilekçesini ve delillerini sunar.
- Davalının cevap dilekçesinin davacıya tebliğ edilmesini müteakip 2 hafta içerisinde davacı da cevaba cevap dilekçesini sunar. Benzer şekilde, davacının cevaba cevap dilekçesi de davalıya tebliğ edilir. Davalı da cevaba cevap dilekçesini tebliğ almasını müteakip 2 hafta içerisinde ikinci cevap dilekçesini mahkemeye sunmalıdır.
- Dilekçeler teatisinin tamamlanmasını müteakip, mahkemenin belirlediği gün içerisinde ön inceleme duruşması açılır. Ön inceleme duruşmasında hakim tarafların ilk itirazlarını ve iddialarını dinler. Hakim ön inceleme celsesinde uyuşmazlığın niteliğini tespit ederek ilk itirazlar bakımından değerlendirmesini yapar. Bununla birlikte hakim, tarafları sulh olmaya teşvik eder. Boşanma davalarında ön inceleme duruşmasında hakimin geçici hukuki koruma niteliğinde çeşitli önlemler alması da mümkündür.
- Ön inceleme duruşmasından sonra tahkikat aşamasına geçilir, hakim davayla ilgili olarak deliller toplamaya başlar. Tahkikat aşamasında özellikle taraf tanıkları dinlenir ve gereği halinde bilirkişi incelemesi yaptırılır.
- Davaya ilişkin tüm delillerin toplanmasının ardından sözlü yargılama aşamasına geçilir. Hakim sözlü yargılama aşamasında kısa kararını açıklar. Kısa kararın tefhimini müteakip genellikle bir ay içerisinde gerekçeli karar hazırlanılır ve taraflardan birinin talebi üzerine tebliğe çıkartılır. Gerekçeli kararı tebliğ alan tarafların 2 haftalık kesin süre içerisinde, ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yoluna başvurma hakları bulunmaktadır. Tarafların yerel mahkemenin gerekçeli kararına karşı 2 haftalık istinaf süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmamaları halinde gerekçeli karar kesinleşecektir. Kesinleşme sonrasında kesinleşme şerhi düzenlenir ve taraflar boşanmış olur. Tarafların 2 haftalık süre içerisinde yerel mahkemenin gerekçeli kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmaları halinde karar kesinleşmez. Bu aşamada yerel mahkeme tarafından verilen gerekçeli karar Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili hukuk dairesi tarafından denetlenir. Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili hukuk dairesi tarafından yapılan değerlendirme sonucunda bölge adliye mahkemesi bir karar verir ve bu karar taraflara tebliğ edilir. Kararın tebliğini müteakip 2 hafta içerisinde tarafların temyiz kanun yoluna başvurma hakları bulunmaktadır. Tarafların 2 hafta içerisinde temyiz kanun yoluna başvuru yapmış olmaları halinde Yargıtay dosyayı inceler ve onama yahut bozma kararı verir. Yargıtay’ın onama kararı vermesi halinde karar kesinleşecektir. Yargıtay’ın bozma kararı vermesi halinde ise yeniden değerlendirme yapılmak üzere dosya yerel mahkemesine iade edilir ve süreç daha da uzar.
Çekişmeli Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?
Dava dilekçesi sunularak ve harçları yatırılarak dava açıldığında ön büro tarafından bir tevzi formu verilir ve bahsi geçen tevzi formu üzerinde genellikle davanın tahminen ne kadar sürede sonuçlanacağı açıkça belirtilir. Davanın boşanma avukatı tarafından açılması halinde boşanma avukatı bahsi geçen tevzi formunu UYAP üzerinden temin eder. Ancak genel olarak belirtmek gerekirse, çekişmeli boşanma davaları iki ila üç yıl arası bir süre içerisinde sonuçlanır. Davanın ne kadar süreceği taraflarca sunulan delillere, mahkemenin delilleri ne kadar sürede toparlayabildiğine, davanın karmaşıklığına, mahkemenin iş yüküne, tarafların istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurup başvurmadıklarına göre değişkenlik gösterir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Alınacak Geçici Önlemler
Türk Medeni Kanunun 169. maddesine göre, boşanma davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin önlemleri resen alır. Menfaatler dengesi açısından ortak konutun kadına tahsisi; eşlerin birinin geçimde güçlük çekmesi durumunda güçlük yaşayan eş bakımından tedbir nafakasına hükmedilmesi; eşlerin mallarıyla ilgili bir kısım önlemlerin alınması; çocukların hangi eşin yanında kalacağı, diğerinin bunların geçimine nasıl katkıda bulunacağı (iştirak nafakası), çocukla kişisel ilişkinin nasıl devam edeceği, çocuğun bakımı ve korunması gibi hususlarda önlemler alınması mümkündür. Kanunda hangi önlemlerin hakim tarafından alınabileceği tek tek sayılmak suretiyle belirtilmemiştir. Bir diğer deyişle, eşlerin ve çocukların korunması için hakim her türlü önlemi alabilir demek yanlış olmaz.
Tedbir Nafakası Nedir?
Yukarıda da bahsetmiş olduğumuz üzere, boşanma davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden alır. Türk Medeni Kanunu’nun 169. Maddesi kapsamında hükmedilecek olan tedbir nafakasına hakim kendiliğinden karar verecektir. Bununla birlikte tarafların, davanın herhangi bir aşamasında tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etme hakkı bulunmaktadır. Öte yandan her iki eş de kadın veya erkek olduklarına bakılmaksızın tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Tedbir nafakası dava açılırken veya dava devam ederken talep edilebilen bir nafaka türüdür. Tarafların kusurlu olup olmadıkları veya ne oranda kusurlu oldukları hususu ise yargılamanın sonunda ortaya çıkabilecektir. Dolayısıyla, tedbir nafakasına ilişkin karar verilirken, eşlerin evlilik birliği içindeki kusur oranları göz önünde bulundurulmayacaktır. Tedbir nafakasının miktarı tarafların sosyoekonomik durumları, mal varlıkları, aylık gelirleri araştırılmak suretiyle belirlenir. Tedbir nafakası geçicidir. Bir diğer deyişle, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte tedbir nafakası kendiliğinden sona erecek ve yerini iştirak nafakasına ve yoksulluk nafakasına bırakacaktır. İştirak ve yoksulluk nafakalarına aşağıda değinilmiştir.
Boşanma Kararının Sonuçları Nelerdir?
Çekişmeli Boşanma Sonrası Taraflar Yeniden Evlenebilir Mi?
Evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesi ve eşlerin yeniden evlenebilmeleri hususu Türk Medeni Kanunu’nun 170. maddesi ve 132. maddesinde düzenlenmiştir. Boşanma kararının kesinleşmesi ve kesinleşme şerhinin düzenlenmesiyle birlikte eşler boşanmış olur. Geçerli olarak kurulmuş olan evlilik boşanma kararı ile son bulmuş olur. Bu nedenle de artık boşanmış olan taraflar yeniden evlenebilirler. Ancak burada önemle belirtilmesi gereken bir nokta da boşanmış kadının yeniden evlenebilmesi için evliliğin sona ermesini müteakip 300 gün beklemiş olması gerekmektedir.
Çekişmeli Boşanma Sonrası Mal Rejimi Tasfiyesi Nasıl Olur?
Boşanma halinde mal rejiminin tasfiyesi hususu Türk Medeni Kanunu’nun 179. maddesinde düzenlenmiştir. Çekişmeli boşanma davasında mal paylaşımı hususunda hakim bir karar vermemektedir. Çekişmeli boşanma davasında kararın kesinleşmesi ve boşanmanın gerçekleşmesinin akabinde, taraflardan biri mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davayı açabilir. Boşanma halinde, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK md. 179). Türkiye’de edinilmiş mallara katılma rejimi, mal ayrılığı rejimi, paylaşmalı mal ayrılığı rejimi, mal ortaklığı rejimi, olağanüstü mal rejimi olarak toplamda beş çeşit mal rejimi türü bulunmaktadır.
Çekişmeli Boşanma Davasında Kadının Soyadı Ne Olur?
Kadının evlenmeden önceki, kızlık soyadına dönmesi hususu Türk Medeni Kanunu’nun 173. maddesinde düzenlenmiştir. Kadın, kural olarak boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte artık eski kocasının soyadını taşıyamaz, evlenmeden önceki soyadına dönmek zorundadır. Ancak kadın, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta yararı bulunduğunu ve bunun kocaya zarar vermeyeceğini ispatlarsa, istem üzerine hakim, kadının, kocanın soyadını taşımasına izin verir.
Çekişmeli Boşanma Sonrası Eşler Birbirlerinin Yasal Mirasçısı Olmaya Devam Ederler Mi?
Eşlerin yasal miras haklarının boşanma kararı ile birlikte sona ermesi durumu Türk Medeni Kanunu’nun 181. maddesinde düzenlenmiştir. Boşanma kararıyla birlikte artık eşler, birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve ayrıca eşler, boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla (söz gelimi vasiyetname ile) kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler.
Çekişmeli Boşanmada Çocuğun Velayeti Kime Verilir?
Çocuğun velayeti hususu Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesinde düzenlenmiştir. Evlilik devam ederken kural olarak velayet hem anaya hem babaya aittir. Fakat boşanma sonucunda velayet hakim tarafından ya anaya ya da babaya verilir. Velayetin kime verileceği hususunda hakimin takdir yetkisi bulunduğunu unutmamak gerekir. Hakim anayı ve babayı dinler, çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini alır. Ancak hakim tarafların beyanları, aralarında velayet konusunda yaptıkları bir anlaşma, tarafların mali durumu, tarafların boşanmadaki kusur oranları ile bağlı değildir. Hakim, çocuğun üstün yararı neyi gerektiriyorsa ona göre hareket ederek bir velayet kararı verecektir. Velayetin verilmesinde önemli olan nokta, çocuğun taraflardan hangisinin yanında daha iyi ve sağlıklı yetişme imkanının bulunduğudur. Çocukla kişisel ilişki kurulmasından doğan masrafları bu haktan yararlanan taraf karşılamakla yükümlüdür.
Çekişmeli Boşanmada Velayeti Alamayan Ebeveyn İle Çocuk Arasında Kişisel İlişki Düzenlenmesi Nasıl Olur?
Çocukla kişisel ilişki kurulması hususu da Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesinde düzenlenmiştir. Boşanma kararı ile çocuğun velayeti ana ya da babadan birine verilir ve böylelikle diğerinin çocuk üzerindeki velayet hakkı sona erer. Fakat velayeti alamayan bu kişinin çocuk ile arasında kişisel ilişki kurulması bazında hakkı bulunur. Hakim, velayetin verilmesinde olduğu gibi velayeti alamayan taraf ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulabilmesi ve kişisel ilişkinin şartları bazında anayı ve babayı dinler, çocuk vesayet altındaysa vasinin ve vesayet makamının düşüncesini alır. Velayet kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları göz önünde bulundurulur. Velayet kendisine verilmeyen taraf ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması sonucunda çocuğun huzurunun ve sağlığının tehlikeye gireceği anlaşılıyorsa, hakim, ilgili tarafın çocukla arasında kişisel ilişki kurulması yönündeki talebinin reddedebilir. Hakim kişisel ilişkinin nasıl kurulacağını belirlerken de ana ve babanın çalışma günlerini, yıllık izin sürelerini, çocuğa olan yakınlıklarını, kişiliklerini, ana ve babanın birbirine yakın oturup oturmadığını, yaşama koşullarını ve gelirlerini, ikamet ettikleri yerleri göz önünde bulundurur. Çocukla kişisel ilişki kurulmasından dolayı ortaya çıkacak masraflara kural olarak bu haktan yararlanan taraf katlanmakla yükümlüdür.
Çekişmeli Boşanma Davasında İştirak Nafakası Nedir?
Çekişmeli boşanma davasında iştirak nafakasına hükmedilmesi hususu Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesinin 3. fıkrasında değinilmiştir. Çocuğun bakımına sadece çocuğun velayetini alan taraf katlanmaz. Kendisine velayet verilmemiş olan tarafın da çocuğun bakım ve giderlerine katlanma yükümlülüğü bulunmaktadır. Çocuğun bakım ve gideri velayet kendisine verilmiş ana ya da babaya aittir ancak diğer taraf da gücü oranında bu masraflara katılmak zorundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesinin 3. fıkrasında belirtildiği üzere “Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.”. Hakim, talepte bulunulmamış olmasına rağmen kendiliğinden iştirak nafakasına hükmedebilir. İştirak nafakasının miktarının belirlenmesinde, ana ve babanın mali gücü ile çocuğun ihtiyaçları göz önünde bulundurulmaktadır. Velayeti alan tarafın mali durumu iyi değilse, o iştirak nafakası ödemez zira mali gücü bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle, mali gücü olan taraf iştirak nafakası öder. İştirak nafakası, kararın kesinleşmesiyle ödenmeye başlanır ve kural olarak çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Ancak çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ediyorsa, çocuğun eğitimi tamamlanana kadar iştirak nafakası ödenmeye devam edilecektir.
Çekişmeli Boşanma Davasına Yoksulluk Nafakası Nedir?
Yoksulluk nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde düzenlenmiştir. Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka talep edebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesine göre yoksulluk nafakasına karar verilebilmesi için aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
Taraflardan birinin yoksulluk nafakası talebinde bulunması gerekmektedir. Talep bulunmuyorsa hakim kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmetmeyecektir. Hukukumuzda yoksulluk nafakası talep hakkı hem kadına hem erkeğe tanınmıştır.
Yoksulluk nafakası talep eden eşin kusurunun diğer eşin kusuruna göre daha fazla olmaması gerekmektedir. Kendisinden nafaka istenen eşin kusuru bulunup bulunmadığı ise önem arz etmez.
Nafaka isteyen eş çalışmıyorsa, herhangi bir geliri yoksa veya bir serveti de bulunmuyorsa yoksulluk nafakasına hak kazanacaktır. Kanun, nafaka isteyen eşin, yoksulluğa düşecek olmasını şart olarak aramaktadır. Yoksulluk nafakası talebi bulunan eşin emekli maaşı bulunuyorsa, bunların kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtaramayacağını incelemek gerekir. Yoksulluğun ağır olması şart olarak aranmaz. Talep eden eşin, evlilik birliği devam ederken bulunan yaşam standartlarında boşanma ile birlikte ciddi ve aleyhine bir değişim olacaksa ve ortalama bir hayat sürmesine yetecek mali gücü bulunmuyorsa yoksulluk nafakasına hükmedilecektir.
Nafakanın, nafakayı ödeyecek eşin mali gücü ile orantısı olması gerekmektedir.
Yoksulluk nafakasının çekişmeli boşanma davası sırasında talep edilmesi gerekmemektedir. Taraflar çekişmeli boşanma davasından sonra da kararın kesinleşmesini müteakip 1 yıl içinde ayrıca bir yoksulluk nafakası davası açarak yoksulluk nafakası talebinde bulunabilirler.
Çekişmeli Boşanma Davasında Maddi Ve Manevi Tazminata Hükmedilir Mi?
Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesine göre, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, ödenecek miktar uygun olan bir miktar olup maddi tazminat miktarını hakim uğranılan zararı, tarafların mali ve sosyal durumlarını, tarafların kusur derecelerini göz önünde bulundurarak takdir eder. Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinin 2. fıkrasına göre de, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Manevi tazminat miktarı da hakim tarafından belirlenmektedir. Maddi ve manevi tazminat davaları boşanma davasından ayrı olarak açılabilmektedir.
Çekişmeli Boşanma Davası Sonrası İşleyecek Zamanaşımı Nedir?
Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesine göre, evliliğin boşanma ile sona ermesi halinde, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma kararının kesinleşmesini müteakip 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Kanunda belirtilen bu zamanaşımına ilişkin maddenin eşlerin birbirlerine karşı ileri sürecekleri maddi ve manevi tazminat talepleri ve yoksulluk nafakası için getirildiği açıktır.
Çekişmeli Boşanma Davası Açmadan Önce Nelere Dikkat Edilmelidir?
Çekişmeli boşanma davanızı açmadan evvel, aşağıdaki hususlara dikkat etmeniz çekişmeli boşanma davası sürecini daha kolay ve az stresle atlatmanız için sizlere yardımcı olacaktır.
Öncelikle gerçekten de boşanmak isteyip istemediğinize, boşanmanın doğru bir karar olup olmadığına karar verin ve özellikle yaşadığınız vakıaların geçici olup olmadığını gözlemleyin. Bu kapsamda sizlere durumunuzu tarafsız değerlendirebilecek kişilerden yardım almaya çalışın. Evlilik terapisi uygulayan, aile ve evlilik danışmanlığı veren uzmanlardan, psikologlardan ve psikiyatristlerden yardım ve görüş alın. Mümkünse bunları eşinizle birlikte yapın. Bu şekilde ortak hayatın ve evlilik birliğinin sürdürülebilir olup olmadığına, evli kalmanızın veya boşanmanızın kendinizin, eşinizin ve çocuğunuzun psikolojisine, ekonomik ve sosyal durumuna ve ihtiyaçlarına nasıl etki edeceğini profesyonel anlamda tahlil etmeniz mümkün hale gelir.
Eğer boşanma konusunda kararlıysanız veya henüz tam olarak karar verememiş olup yasal anlamda boşanma süreci, boşanma sebeplerinin neler olduğu ve nelerin delil olarak kullanılabileceği, nafaka, çocukla kişisel ilişki kurulması, çocuğun velayeti, maddi ve manevi tazminat, boşanmanın mali sonuçları, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma gibi konularda detaylı bilgi almak için muhakkak boşanma hukuku konusunda uzman bir avukata danışın. Boşanma avukatınızdan hiçbir şey saklamayın, avukatınıza her şeyi olduğu gibi anlatmanız sizler için daha avantajlı olacaktır zira bu şekilde avukatınız karşısına çıkabilecek her türlü probleme önceden hazırlanmış ve sizi de hazırlamış olur ve bu şekilde avukatınız sizler için nasıl ilerlenmesi gerektiği hususunda doğru stratejiyi belirler. Avukatınızla paylaşacağınız bilgilerin tamamının 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 36. maddesi gereğince, Avukat Müvekkil Gizliliği İlkesi kapsamında korunmakta olduğunu bu kapsamda hatırlamanız önemlidir. Bir avukata da danışmak suretiyle boşanmada ileri süreceğiniz sebeplere ilişkin delil toplayın. Topladığınız delillerin haberleşmenin gizliliğini ihlal (TCK md. 132) veya kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması (TCK md. 133) suçunu oluşturmadığından emin olmanız sizin yararınız içindir.
Bilmeniz gereken hususlardan biri de, eşlerden birinin, diğer eşin muvafakati olmadan aile konutunun konu edildiği kira sözleşmesini feshederek evi tahliye etmesine sebep olamayacağı, aile konutu olan taşınmaz malı satamayacağıdır. Ancak aile konutu üzerindeki haklarınızı yasa gereği tam olarak koruma altına almak istiyorsanız, tapuya nüfuz cüzdanınız, evlilik cüzdanınız ve ikametgah belgeniz ile giderek ilgili taşınmaz kaydına aile konutu şerhi koydurmanız gerekmektedir. Eğer taşınmaz üçüncü bir kişiye satıldıysa ve satın alan kişi taşınmazın aile konutu olduğunu biliyorsa satış neticesinde oluşturulan tapunun iptali ile ilgili olarak dava açmanız mümkündür ki bu durumda üçüncü kişinin konu taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğini ispat ederseniz davayı kazanabilirsiniz. Taşınmazı satın alan kişinin taşınmazın aile konutu olduğunu bilmemesi durumunda ise satın alan üçüncü kişinin iyi niyeti korunacağından tapu iptal edilemeyecektir. Bu nedenle taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi bulunmalıdır.
Fiziksel yahut psikolojik şiddet mağduruysanız ilgili mercilerden yardım almaktan çekinmeyin. Hangi mercilerden yardım alabileceğinizi bilmiyorsanız, bir avukata danışabilirsiniz. Şiddet mağduruysanız doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığına giderek şikayette ve suç duyurusunda bulunabileceğinizi, koruma tedbiri almak için Aile Mahkemesine başvurabileceğinizi unutmayın. Bu işlemleri elbette bir avukat ile yapmanız sizin için daha faydalı olacaktır. Öte yandan doğrudan polise yahut jandarmaya başvurarak ifadenizin alınmasını; darp raporu almak üzere hastaneye sevkinizi; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında gerekli önleyici ve koruyucu tedbir kararını almasını ve ifade sonrasında Aile İçi Şiddet Olayları Kayıt Formu ile Risk Değerlendirmesi Formunun doldurulmasını isteyebilirsiniz. Şiddet mağduruysanız, doğrudan hastaneye başvurabilir ve hastane polisine şikayetinizi iletebilir ve darp raporu alabilirsiniz; vücudunuzdaki izler yok olmadan yaşadığınız mağduriyeti ispat edecek delilleri toplamanız çok önemlidir.
Çekişmeli boşanma avukatınızın uyarılarına uygun hareket etmeniz önem arz etmektedir. Boşanma sürecinde çocuğunuzun ve eşinizin fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü olumsuz etkileyebilecek herhangi bir davranışta bulunmaktan ve tartışmadan kaçının. Evi terk eden eşin eve dönememesi için kapı kilidini keyfiyetinize bağlı olarak değiştirmeyin. Boşanma davası açmak taraflara ayrı yaşama hakkını verir. Davayı açan eşin ayrı yaşama hakkını kullanması, ortak hayatın sürdürülmesinin mümkün olmadığının ispatı bakımından davacı eşin lehine yorumlanır. Yani, davacı eşin ayrı yaşama hakkını kullanması, ortak hayatın sürdürülemeyecek hale geldiğini ispat bakımından önemlidir. Boşanma davasını açtıktan sonra davacının aynı konutta yaşamaya devam etmesi, diğer eşi hoş görmek olarak değerlendirilebilir. Kural olarak boşanma sürecinde evde kalacak kişi kira sözleşmesinde yahut tapuda adı geçen eştir. Taraflar boşanma sürecinde hangi eşin evde kalacağı hususunda anlaşmaya varabilirler elbette. Ancak boşanma sürecinde aile konutunda hangi eşin kalacağı hususunda uyuşmazlık varsa, taraflar bu kapsamda anlaşamadıysa, kiralık yahut tapulu konutta hangi eşin kalacağına hakim karar verir. Unutulmamalıdır ki ağırlıklı olarak aldatma, şiddet gibi sebeplere dayanarak açılan çekişmeli boşanma davalarında mahkeme, evde mağdur olan eşin kalmasına karar verecektir. Boşanma davası sürecinde tarafların evden kişisel eşyalarını her iki eş de mutabık kaldığı takdirde almaları mümkündür. Tarafların bu kapsamda bir mutabakatı yoksa, boşanma sürecinde, boşanma davası devam ederken aile konutundan kişisel eşyalarınızı almak istiyorsanız Aile Mahkemesi’nden talepte bulunmanız gerektiğini unutmayın.
Çekişmeli Boşanma Davası İçin Avukata Ne Kadar Ücret Ödenir?
Çekişmeli boşanma davasında avukata verilecek vekalet ücreti, 3 Ekim 2024 Perşembe günü yayınlanan 32681 sayılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 30.000,00 Türk Lirasından az olmamak üzere belirlenir. Çekişmeli boşanma davasına maddi ve manevi tazminat talepleri konu edilmişse, avukatlık ücreti az evvel belirtilen asgari tutardan yani 30.000,00 Türk Lirasından az olmamak üzere, tazminatın miktarına da bağlı olarak tarifede belirtilen oranlar üzerinden hesaplanarak belirlenir. Avukatların Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan bu ücretin altında avukatlık ücreti almaları, Avukatlık Kanunu’na aykırı olacağı gibi ayrıca disiplin suçu teşkil edecektir. Avukatlar ayrıca sözleşme ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen bu ücretin üzerinde bir vekalet ücreti talep edebilirler. 2025 yılı için ayrıca İstanbul Barosu tarafından yayınlanan Avukat – Vekil Eden Arasındaki En Az Ücret Çizelgesi gereğince avukatlara çekişmeli boşanma davası için tavsiye edilen minimum vekalet ücreti 110.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Aynı tarifeye göre, çekişmeli boşanma davasına konu maddi ve manevi tazminat talepleri bulunması halinde avukatlık ücreti 110.000 TL’den az olmamak üzere dava değerinin en az %16’sı oranında olmalıdır. Dava harçları ve masrafları vekalet ücretine dahil değildir.
Çekişmeli Boşanma Dilekçesi
Çekişmeli boşanma davalarına ilişkin dava dilekçesi örneklerinin web sitemiz üzerinden paylaşılması gerek meslektaşlarımız açısından gerek müvekkil adayları açısından etik bulunmamıştır. Çekişmeli boşanma dava dilekçelerinin birçok site üzerinden yayınlandığı görülmektedir. Yine bazı hukuk kitapları üzerinden de dilekçe formatlarına ulaşılması da mümkündür. Ancak bahsi geçen çekişmeli boşanma dilekçesi örnekleri yanıltıcı olabilir, her vakıaya uygulanamayabilir ve birçok kişinin hak kaybına sebebiyet verebilir. Bir şekilde müvekkil adayları tarafından ulaşılan çekişmeli boşanma dilekçesi örneklerinin olduğu gibi kullanılmaması; çekişmeli boşanma dava dilekçesinin bir avukat tarafından baştan oluşturulması çekişmeli boşanma davanızdan olumlu sonuç alınmasını teminen önem arz eder. Her çekişmeli boşanma davası için çekişmeli boşanma dilekçesi örneği de, çekişmeli boşanma davası delil listesi de kendilerine özgü bir şekilde ve dikkatle hazırlanmalı ve baştan sona bir avukat tarafından kaleme alınmalıdır. Bu nedenle muhakkak çekişmeli boşanma davası süreci bir avukat ile takip edilmeli, gerek dilekçe içeriğini, gerek delil listesi boşanma avukatı tarafından olaya özgü bir şekilde, taraf taleplerini de hukuken değerlendirmek suretiyle hazırlamalıdır. Çekişmeli boşanma dilekçesi örneği ihtiyacınız bulunması halinde boşanma avukatlarımızla iletişime geçebilir, çekişmeli boşanma dava dilekçenizi avukatlarımıza hazırlatabilir ve çekişmeli boşanma davaları ile ilgili olarak sunduğumuz hukuki hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz.
Çekişmeli Boşanma Davası İçin Gerekli Evraklar Nelerdir?
- Çekişmeli boşanma davasına ilişkin avukat tarafından hazırlanmış dilekçe ve delil listesi.
- Tarafların kimliklerinin fotokopisi ile müşterek çocuklara ait kimliklerin fotokopisi.
- Tarafların ve müşterek çocukların nüfus kayıt örnekleri.
- Varsa, tarafların sabıka kayıtları.
- Tarafların evlilik cüzdanı fotokopisi.
- Çekişmeli boşanma sebebini veya sebeplerini ispat eden deliller.
- Dava harçlarının yatırıldığına ilişkin belgeler.
- Aile konutuna ilişkin taşınmaza ilişkin bilgi ve belgeler, tapu kaydı, kira kontratı.
- Avukata, çekişmeli boşanma işlemlerini yürütebilmesi için verilecek Noter onaylı vekaletname.
Çekişmeli Boşanma Avukatı
Boşanma süreci, hayatınızın en zorlu ve yıpratıcı dönemlerinden biri olabilir. Bilhassa çekişmeli boşanma davası süreçleri hem davanın tarafları hem de müşterek çocuk bakımından oldukça hassas ve gergin geçmektedir. Çekişmeli boşanma davası sürecinde delilleriniz ve talepleriniz de değerlendirilmek suretiyle doğru kararlar almanızı sağlamak, boşanmanın türü hakkında seçim yapmanıza yardımcı olmak, çekişmeli boşanma davanız başlamadan önce ve/veya devam ederken kendinizin ve çocuğunuzun haklarını en iyi şekilde korumak ve çıkarlarını gözetmek ve bu kapsamda gerekli önlemleri almak için anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları konusunda tecrübesi bulunan bir avukatla çalışmanız sizler için faydalı olacaktır. Mesçi Hukuk Bürosu’nun çekişmeli boşanma avukatları olarak, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davalarında uzmanlaşmış avukatlarımızla sizlere yardımcı olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Çocuğun velayeti, çocukla kişisel ilişki kurulması, iştirak ve yoksulluk nafakası, mal paylaşımı ve çekişmeli boşanma davası süreciyle ilgili talep edilen her konuda müvekkillerimize hukuki danışmanlık veriyor, şiddet mağdurları için koruma kararı alıyor ve şikayette bulunuyor, müvekkillerimizin çekişmeli boşanma dava dilekçesini hazırlıyor ve içeriği konusunda müvekkillerimizin nihai onayını alıyor, müvekkillerimizin delillerinin toplayabilmeleri için müvekkillerimize rehberlik ediyor ve boşanma davasının her aşamasında müvekkillerimizin haklarını koruyoruz. Çekişmeli boşanma davaları, çekişmeli boşanma dilekçesinin oluşturulması, çekişmeli boşanma delil listesinin oluşturulması gibi hususlarda güvenilir ve stratejik bir destek almak için çekişmeli boşanma avukatımızla iletişime geçmekten çekinmeyiniz.
Sıkça Sorulan Sorular(SSS)
Çekişmeli boşanma Davasında Hakim Ne Sorar?
Çekişmeli boşanma davasında hakim, müşterek çocuk bulunup bulunmadığını, nafaka talebi bulunup bulunmadığını, maddi tazminat talebi bulunup bulunmadığını, tarafların ekonomik durumunu, boşanma sebebini veya sebeplerini, tarafların evlilik birliği sürecinde yaşadığı sorunları, çocuk ile olan ilişkiyi ve çocuğun bakım ve eğitimine nasıl ve ne ölçüde katkıda bulunulduğunu sorar. Hakim, her çekişmeli boşanma davasında, elbette ki iddia ve savunmalara göre sorular yöneltecektir. Dolayısıyla, hakimin sorabileceği sorular burada belirttiklerimizle sınırlı değildir.
Çekişmeli Boşanma Ücreti Ne Kadar?
2025 yılı için çekişmeli boşanma davasında çekişmeli boşanma ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 30.000,00 Türk Lirasından az olmamak üzere belirlenir. Çekişmeli boşanma davasına maddi ve manevi tazminat talepleri konu edilmişse, avukatlık ücreti, belirtilen asgari tutardan yani 30.000,00 Türk Lirasından az olmamak üzere, tazminatın miktarına bağlı olarak tarifede belirtilen oranlar üzerinden hesaplanarak belirlenir. Dolayısıyla, alınacak vekalet ücreti, talep edilen tazminat tutarına bağlı olarak değişkenlik gösterecektir.
Avukatların, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde yer alan ücretin altında avukatlık ücreti almaları, Avukatlık Kanunu’na aykırı olacağı gibi ayrıca disiplin suçu teşkil eder.
Öte yandan, 2025 yılı için İstanbul Barosu tarafından yayınlanan Avukat – Vekil Eden Arasındaki En Az Ücret Çizelgesi gereğince, avukatlara çekişmeli boşanma davası için tavsiye edilen minimum çekişmeli boşanma ücreti 110.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Aynı tarifeye göre, çekişmeli boşanma davasına konu maddi ve manevi tazminat talepleri bulunması halinde, avukatlık ücreti 110.000 TL’den az olmamak üzere dava değerinin en az %16’sı oranında olmalıdır.
Vekalet ücretinin yanında, dava harç ve masraflarının da ayrıca müvekkil tarafından ödenmesi gerekmektedir.
Boşanmak kaç para tutar?
2025 yılı için boşanma davaları ücretlendirmesi şu şekildedir: Anlaşmalı boşanma davaları için avukatlık ücreti 75.000 TL, çekişmeli boşanma davaları için ise 110.000 TL olarak belirlenebilir. Bu ücretler, İstanbul Barosu’nun tavsiye edilen minimum ücret tarifesine uygun şekilde düzenlenmiştir. Harç ve dava masrafları bu ücretlere dahil değildir.
Çekişmeli boşanmada deliller neler olabilir?
Çekişmeli boşanmada deliller taraflar arasındaki yazılı mesajlar, tarafların sosyal medya paylaşımları, fotoğraflar, usule ve yasaya uygun olarak elde edilen ses ve video kayıtları, darp raporları, ifade tutanakları, tanık beyanları, banka dekontları, arama yapılan ve sık görüşülen numaralar, arama yapılan tarihler ile saatler gibi bazı telefon kayıtları gibi belgelerden oluşabilir. Delillerin tamamen yasal yollardan ve hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş olması önem arz eder.
Hakim hangi durumlarda boşar?
Hakim, Türk Medeni Kanunu’na göre zina, hayata kast, pek kötü muamelede ve onur kırıcı davranışta bulunma, terk, akıl hastalığı, şiddetli geçimsizlik gibi kanunda belirtilen boşanma sebeplerinin ispatlanması durumunda boşanmaya karar verir. Tarafların iddialarını güçlü delillerle desteklemeleri gerekmektedir. Boşanma davasını açan eşin ya hiç kusuru bulunmaması ya da davalıya göre daha az kusuru bulunması önerilir. Zira ağır kusurlu eşin boşanma davası açması halinde davalı, daha az kusurlu bulunduğunu ispat etmek suretiyle boşanma davasının reddine karar verilmesini isteyebilir.
Çekişmeli boşanma en hızlı nasıl biter?
Çekişmeli boşanmanın en hızlı şekilde sonuçlanması için, iddialarla boşanma sebeplerini ispat eden güçlü, stratejik ve yazılı deliller sunulmalı, tanık dinletilmeli, taraflara yüklenen prosedürel yükümlülükler süreleri içerisinde yerine getirilmelidir. Ayrıca, taraflar çekişmeli boşanma davası devam ederken anlaşmaya vararak çekişmeli boşanma davasını anlaşmalı boşanma davasına çevirebilirler.
Çekişmeli boşanmada kaç şahit gerekir?
Çekişmeli boşanma davalarında tanık sayısına ilişkin yasal bir sınırlama bulunmamaktadır. Ancak, tarafların iddialarını ve boşanma sebeplerini ispat edebilmeleri için genellikle iki veya üç tanık yeterli bulunur. Hakim, tanıkların ifadelerinin doğruluğunu, tanığın olaya ilk elden şahitlik edip etmediğini, tanığın anlattığı olaylarla ilgisi bulunup bulunmadığını gibi birçok hususu değerlendirir ve tanığa sorular yöneltir. Hakim tanığı dinledikten sonra, taraf vekilleri de tanıklara sorular yöneltebilmektedir.
Boşanma davasında kadının ağır kusurları nelerdir?
Çekişmeli boşanma davasında erkek veya kadın ağır kusurlu bulunabilir. Kadının ağır kusurlu olduğu haller, Türk Medeni Kanunu’na ve Yargıtay kararlarına göre, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına yol açan davranışlardır. Kadının başka bir adamla kaçması, kadının eşini aldatması, kadının aile konutunu haklı bir sebep bulunmadan terk etmesi, kadının erkeğe fiziksel, psikolojik ve/veya sosyal şiddet uygulaması, eşe hakaret etmesi ve toplum önünde hakaret, kadının alkol veya uyuşturucuya bağımlı olması, kadının ahlaksız bir hayat sürmesi gibi örnekler, kadının ağır kusurlu olduğu hallerdendir. Elbette, kadının ağır kusurlu olduğu hususunun delillerle ispatlanmış olması gerekmektedir.
Boşanma davasında hakim nelere dikkat eder?
Çekişmeli boşanma davaları, yukarıda da bahsetmiş olduğumuz üzere, genellikle iki yılı aşkın bir süre içerisinde tamamlanır. Bu süreçte, hakim, dava ve cevap dilekçelerinde yer alan iddia ve savunmalara, davalı eş tarafından karşı dava açılıp açılmadığına, tarafların duruşma sırasında verdiği ifadelere, taraf tanıklarının verdikleri ifadelere, çocukların durumuna, delillerle iddiaların desteklenip desteklenmediğine, tarafların ekonomik durumlarına, çocuğun üstün yararının neyi gerektirdiğine, nafaka talebi bulunup bulunmadığına ve daha birçok parametreye dikkat ederek karar verir. Çekişmeli boşanma davalarında, taraflardan hangisinin kusurlu veya daha fazla kusurlu olduğu hususu önem arz eder.